içeri

içeri
-yi
is.
1. 里面, 内部: Evin içerisi sıcak. 家里热。İçeriden sesler geliyor. 里面传来声音。Odanın içerisi bu kadar adam almaz. 房间里容不了这么多人。
2. 内侧: Dolabın içerisini pembeye boyadık. 我们把柜子的内侧漆成了粉红色。
3. 俗́ 心, 内心
4. 俗́ 监狱
s. 内侧的, 内部的, 里面的: \içeri oda 里面的房间, 里间
zf. 向里, 朝里
-i \içeri almak (或 atmak) 1) 请进, 让进: Yaşlı kadın delikanlıyı içeri aldı. Şarap getirdi, onu ağırladı. 老太太把小伙子让进来, 置酒款待。Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar. 他们迎上前去, 把他搀进了屋里。 2) 关进监狱 \içeri dalmak 跳进去: Buraya sığınırım diye dalmış içeri. 他跳进去躲了起来。Serçe içeri dalmış, sobanın üstüne konmuş. 麻雀跳进来, 落在炉子上面。\içeri doğru 朝里的: Ayak izleri hep içeri doğru, dışarı doğru olanını hiç göremiyorum. 我看见脚印只有朝里的, 没有朝外的。\içeri düşmek 俚́ 入狱: Kardeşin Ali gene içeri düşmüş. 听说你兄弟阿里又折进去了。\içeri gelmek 进来: İçeri gel! 请进!\içeri girmek 1) 进去, 进入: Sonunda mini mini bir ev görmüş, dinlenmek için içeri girmiş. 最后, 她看见了一所小房子, 就推门进去, 想歇一歇。Bir bağırış çağırısla içeri girdiler. 随着一阵嘈杂声, 他们进来了。 2) 亏, 吃亏, 赔: Bu işte beş bin yuan içeri girdim. 我笔生意我赔了5千块钱。 3) 入狱 \içeri götürmek 领进, 引入: Kralın elinden tuttu. İçeri götürdü. 她抓起国王的手, 把他领了进去。\içeri kaçmak 跑进去: Çocuk içeri kaçtı. 那孩子跑进去了。-i \içeri koymak 放进去: İçeri kimseyi koymuyorlar. 他们现在不让任何人进去。\içeri süzülmek 溜进, 偷偷进入, 闪进: Bir daha vurdum ve cevap alamayınca her zaman yaptığım gibi usulca kapıyı açıp içeri süzüldüm. 我再次敲了敲门, 没有回音, 我就象往常一样悄悄地打开门闪了进去。-i \içeri tıkmak 1) 请进, 让进 2) 关进监狱: Aman zaman dinlemeden herkesi içeri tıktı. 他毫不留情地把所有的人都关了进去。Bundan da başka, yarın bunu tutar, içeri tıkabilirdi. 此外, 他明天也许会把这个人也抓起来关进去。\içeride olmak 1) 吃亏, 赔钱: Şirket hep zarar ediyor, bu yıl da içerde. 公司总是亏损, 今年又赔了。 2) 在押, 坐牢 \içeriden 从里边: Sanıyorum, kapı içerden kilitli, açılmıyor. 我觉得门是从里反锁的, 打不开。\içeriden evlenmek 社́ 同族通婚 \içeriye dalmak 溜进, 偷偷进入, 闪进: Kimse görmeyince hemencecik içeriye daldı. 人们一不留神, 他就闪了进去。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • içeri — is. 1) İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı İçeriden sesler geliyor. 2) İç, iç yüzey Odanın içerisi bu kadar adam almaz. 3) sf. İç yüzeyde, iç bölümde olan İçeri odadan sesler geliyor. 4) zf. İç yana, iç yana doğru İçeri girmekten korkarak bahçedeki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içeri girmek — 1) bir iş veya alışverişte zarar etmek Bu işte bir milyar lira içeri girdim. 2) hapse girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Iceri Seher — İçəri Şəhər in Baku İçəri Şəhər (aserbaidschanisch, Itschäri Schähär, Innenstadt) ist der historische, teilweise von einer Mauer umschlossene Teil der Innenstadt im Zentrum von Baku, Aserbaidschan. İçəri Şəhər wurde 2000 von der UNESCO in die… …   Deutsch Wikipedia

  • mart içeri, pire dışarı — tedirgin edici biri geldiğinde gitmeye kalkan kimseler için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DUHUL — İçeri girme. İçeri dahil olu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DÂHİL — İçeri. İç. İçinde. İçeri girmi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kapıda kalmak — içeri girememek Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DUHUL Ü HURUC — İçeri girip çıkma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Министерство внутренних дел Туркмении — У этого термина существуют и другие значения, см. Министерство внутренних дел (значения). Министерство внутренних дел Туркменистана (МВД Туркменистана) …   Википедия

  • almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kenar gezmek — bir şeyden uzaklaşmış olmak Kenar gezme dolan yâr gel içeri / Bize mihman olan yâr gel içeri. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”